Dilde akıcılık ve renk; giderek bir çağıltıya dönüşen anlatım, betimlemelerin zenginliği, öykülemedeki sağlamlık, Son Cenneti soluk soluğa okutuyor.
Çarşafın içinden çıkan Aliyenin kararlı kişiliği insanı şaşırtıyor. Romanın Can, Memo, Dilo, Molla gibi öteki karakterleri de giderek ilginçleşiyor. Yazarın açtığı pencereden, İran toplumuna merakla bakıyor, kurgudaki buluşlara hayran kalıyorsunuz...
Biri İranlı, biri Türk, aynı kaderi paylaşan iki insanın öyküsü cennet diye gittikleri Almanyada yalnızlaşmalarıyla, bakış açıları paranoit bir suçlamaya dönüşüyor. Bütün boyutlarıyla tanımadıkları, tanımak için çaba da vermedikleri bu yeni ülkede öykü tek yanlılaşarak bitse de Orhan Arasın bu ilk romanı bize usta bir yazarı müjdeliyor...
Yücel Feyzioğlu.