Sloterdijk'ın önce hümanizm üzerine bir konferansta, sonra bir felsefeciler toplantısında dile getirdiği, Althusser ve Lévi-Strauss'un "hümanizmin sonunun geldiği"ne ilişkin felsefelerinin devamı niteliğindeki bu görüşleri, gazetecilerin yabancı oldukları bir konudan çarpıcı haber çıkarma gayretkeşliklerinin de katkısıyla Almanya'da büyük bir sansasyona yol açmış ve 1999'da Sloterdijk-Habermas tartışması denilen kapışmanın eksenini oluşturmuştur.
Neydi Sloterdijk'ın görüşlerinin özü ve filozof ne diyordu? Heidegger, insanı sonsuz bir biçimde yeniden kıymetlendirilmiş ve onu evcilleştirilen bir hayvan gibi tasavvur etmekten vazgeçip, insanı "Varlık" kavramıyla anlatmaya çaba gösterirken, Sloterdijk insanı biyolojik bir varlık olarak ele alıp, insanın hayvan oluşu ve hayvan yaşayışında başarısızlığa uğradığını öne sürüyor, biyo-politik ya da genetik mühendislik sayesinde insanüstünün artık erişilebilir hale geldiğine inanıyordu...
Türkiye'de bir kitap halinde yayımlanan bu ilk metniyle Sloterdijk, ülkemiz okurlarını alışılmış kalıpların dışında düşünmeye, en güvenilir görünen kavramları bile sorgulamaya davet ediyor...